73

Orjinal Adı: Her
Türkçe Adı: Aşk
Yönetmen
: Spike Jonze
Senaryo: Spike Jonze
Oyuncular: Joaquin Phoenix, Amy Adams
Ülke: ABD
Yıl: 2013
Süre: 126 dakika


Ödülleri:
2014 Akademi Ödülleri - En İyi Özgün Senaryo


Konu:
Çok uzak olmayan bir gelecekte, başkaları için "hisli" mektuplar yazarak geçinen Theodore karısından yeni ayrılmıştır. Geceleri video oyunları oynamakta ve tanımadığı insanlarla telefonda seks yapmaktadır. Bir yapay zeka programı olan OS1 piyasaya sürülünce hemen almaya karar verir. Hayatını düzenlemeye programlı Samantha adındaki yapay zeka, aynı zamanda Theodore'un en yakın arkadaşı ve sevgilisi olacaktır.




Not: Aşağıdaki bilgiler filme dair detay bilgi içerir. Filmi izlemeyenler için pek faydalı olmaz :)


*** Herbilim kurgu, komedi, romantik ve dram türlerinin olabilecek en naif harmanlarından biri.. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte gittikçe daha da yalnızlaşan insanlara ve değişen ilişkilere odaklanan gerçekçi bir bilim kurgu! 


*** Yönetmen Spike Jonze, kariyerinde ilk defa bir senaristle birlikte değil, kendi başına bir karakter yaratmış. Kaybolmaya başlamış ve yakın gelecekte daha da yitip gidecek hislerin özlemini şimdiden duyan Jonze film boyunca, seyrettiğimiz bu garip geleceğin günümüze benzerliğini baskın bir şekilde hissettirerek sürekli neyin eşiğinde olduğumuzu hatırlatıyor. 


*** Theodore'un yaşadığı şehir: Los Angeles; birbirine mesafeli insanlardan oluşan bireysel hayatlar şehri.. İlk bakışta kendi kendilerine konuşuyormuş sandığımız insanlara yaklaştıkça anlıyoruz ki aslında etraflarındakilerden çok, ellerindeki telefonları ile ilişki halindeler. Şehrin bir yerinden diğerine kalabalık gruplar halinde sürüklenen, kendi içlerine sıkışmış insanlar.. Göz alabildiğine gökdelenlerle kaplı, ufuk yok gibi sanki.. Sokakların yerini mekanları birbirine bağlayan platformlar almış. Apartman girişleri metroya, AVM'ler işyerlerine bağlanıyor. Doğa ve ağaçlar sadece temsili olarak var. Ağaçlar, yeşil bitkiler, bina aralarına, restoranlara sıkışmış, asansörlerde dekoratif gölge resimlere dönüşmüş. Ama tüm bunlar karanlık bir atmosferde değil tam aksine çok pastel tonlarda insanın içini karartmayacak şekilde gösteriliyor. Filmdeki tek canlı yeşillik sahnesi, Theodore ve Catherine'nin boşanma evraklarını imzalamak üzere buluştukları sahne. Bu sahnede "geçmişe duyulan özlem" tasviri her açıdan çok başarılı. Samantha ile gittikleri doğanın derinliklerindeki ıssız dağ evinde ise Theodore, Samantha'nın hayatındaki "tek insan" olmadığı gerçeğiyle yüzleşmeye başlıyor.


*** Her; gelecekte geçmesine rağmen, kıyafetlerdeki "retro" tarz geçmişi hissettirdiği için güzel bir ironi oluşmuş. Filmin abartıdan uzak atmosferi ise enfes.


*** Sadece Theodere'un yaptığı iş bile üzerinde saatler konuşabileceğimiz bir konu aslında. Samimiyetin kişilere özel, ısmarlama bir ürün haline geldiği bu "yeni" dünyada insanlar teknoloji ile uyum içinde çalışarak birbirleriyle farklı şekillerde yeniden iletişim kurmaya uğraşıyorlar. 


*** Theodore karakteri aradığı ilişkiyi insanlar yerine teknoloji sayesinde bulan içine kapalı bir adam. Bir süredir ayrı yaşadığı ve boşanmak üzere olduğu Catherine ile yaşadığı anlar henüz hafızasında çok taze ve onun yokluğu hayatının her anına hükmediyor. Theodore'un Catherine'i anımsadığı sekanslar, Samantha'yla aralarında geçen ve filmin tamamına yayılan aralıksız diyaloğa zıt olarak sessiz, sadece görüntülerden ibaret. Theodore'un Catherine'i özlediği tüm öznel sahneleri izlediğimizde biz seyirciler de Catherine'i özlüyoruz. Theodore çok yalnız, fakat bu yalnızlığının üstesinden gelmek için ne arkadaşlarıyla buluşuyor, ne de gün içinde insanlarla herhangi bir iletişimde bulunuyor. Onun yerine bir gecelik tele-ilişkiler yaşıyor. Etrafındaki birçok insan gibi bir şeyler yaşamak için vasıtalara ihtiyaç duyuyor. Hayatta hissedilebilecek tüm duyguları hissedip tüketmiş olduğunu ve artık yeni hiçbir şey hissedemeyeceğini düşünen Theodore, Samantha'nın hayatına girmesiyle yeniden etrafıyla ilgilenmeye ve yaşamaktan keyif almaya başlıyor.


*** Theodore'u canlandıran başarılı metot oyuncusu Joaquin Phoenix, karakterini dakikalar boyunca kimseyle göz teması kurmadan, içe dönük beden duruşu ve ağzını kıpırdatmadan konuşması ilenmüthiş bir şekilde canlandırıyor. Her'ün bir karakter filmi olmasının hakkını tek başına sırtlayarak veriyor.


*** Birinin insan diğerinin yazılım olmasının olağandışılığına rağmen, aralarındaki ilişki olağan sevgi sözcükleri ve tipik sevgili kavgalarından öteye gidemiyor. Theodore'un hayatı Samantha ile mutlu olduğu anlarda bile insana huzursuzluk veriyor. Aydınlık ve pastel sinematografisine rağmen bu derin karanlık doğa filmde çok başarılı verilmiş. Ama film bu karanlık doğayı çok da fazla kurcalamaya da girişmiyor. Bu yüzden huzursuzluk hissi de yüzeyde kalıyor. 


*** Samantha'nın sesi olarak Scarlett Johanson'ın sesinin seçilmesi de çok ironik. Çünkü Johanson'ın hem sesi hem de görüntüsü ile çok belirgin çağrışımları var. Johanson'ın sesi; Samantha'nın ideal bir ürün! olduğunun zihnimize kazınmasını sağlıyor. Ancak bu avantajının yanında bir de dezavantaj oluşmuş: İnsan bu sesi dinlerken yapay bir zeka evrenini hayal edemiyor sürekli bir kadın hayal ediyor.


*** İşletim sisteminin kurulurken Theodore!a sorduğu soru: "annesiyle olan ilişkisinin nasıl olduğu" idi. Erkeklerin anneleri ile olan ilişkilerinin tüm hayatlarını baskın bir şekilde etkilediğini düşünürsek bu sorunun çok anlamlı olduğunu düşünüyorum. Theodore'un verdiği cevap; annesine ne zaman bir şey anlatmaya kalksa, annesini onu dinlemeyip konuyu hemen kendisine getirmesinden duyduğu rahatsızlıktı. Yani annesinin onu dinlemek yerine hemen kendisine dönmesi.. Daha sonra Samantha ile olan ilişkisine dikkat ettiğimizde aslında aynı şeylerin olduğunu görüyoruz. Samantha da Theodore'u dinlemektense sözünü heyecanla yarıda kesip kendisini anlatmaya başlıyor. Hatta karısı ile boşanma kağıtlarını imzaladıkları sahneye de dikkat ettiğimizde (ki çiftin tek konuştukları sahne), Catherine'in de aynı şeyi yaptığını görüyoruz. Yönetmen kadın'ların bu bencilliğini hiç gözümüze sokmadan ne de güzel anlatmamış mı?!!


*** Final: Theodore karakterini filmin açılış sahnesinde nasıl aldıysak final sahnesinde de öyle teslim ediyoruz!





0 yorum:

Yorum Gönder